Dikkat, insan beyninin en temel ve hassas işlevlerinden birisidir.
Bir kişinin dikkatinin dağılmasına neden olabilecek birçok içsel ve dışsal nedenler bulunmaktadır. Herkesin dikkati fizyolojik nedenlerle, yani yorgunluk, uykusuzluk, açlığa bağlı olarak dağılabilir. Dikkat, kapasitesi sınırlı bir işlev olduğu için, dikkatimizi bir yere yönlendirdiğimiz zaman diğer yerlere odaklamamız zorlaşır. Bu nedenle, dikkatimizi dağıtan uyaranların olduğu bir yerde odaklanamayız. Eğer yoğun duygular yaşıyorsak, çok kaygılı, üzgün ve hatta çok sevinçliysek dikkatimizi odaklamamız zorlaşır. Dışarıdan aldığımız birçok madde dikkatimizi alınan miktara göre etkiler. Bireyin hassasiyetine bağlı olarak belli bir miktarın altındaki kafein tüketimi uyarıcı olurken, yüksek dozlarda dikkat dağıtıcı hale gelir. Yaş da önemli bir etkendir, çocuklarda yaşla beraber dikkati odaklayabilme ve sürdürebilme becerisi artar. Diğer zihinsel becerileri gelişmiş olan kişiler de dikkat becerisinin de daha üst düzeyde olması beklenir.
İnsanların dikkatini belirleyen en önemli değişken motivasyondur. Yani, insanlar kendileri için önemli olan uyaranlara dikkat ederler.
Bu nedenle, eğer köpekten korkuyorsanız, etrafınızda bir köpek varken dikkatinizi önünüzdeki işe veremezsiniz. Bilgisayar oyunları devamlı puan alındığı ve çok fazla uyaran olduğu için çok yüksek motivasyon yaratırlar, bu yüzden sevdiği bir oyunu oynarken dikkati dağılan yok gibidir. Tam tersine sıkıcı durumlarda motivasyonunuz düşer ve dikkatiniz dağılır. Bundan dolayı belli derslerde başarısız olan çocuklar o dersi dinlerken veya o dersin ödevini yaparken çok sıkılırlar.
Bütün bu bilgilerin ışığında, Dikkat Eksikliği Bozukluğu’ndaki dikkat sorunlarını inceleyelim. Bu sorunlar öncelikle çocuğun yaşına ve zihinsel olgunluk durumuna göre incelenmelidir. Çocuğun yaşıtları (aynı sınıftakiler değil, aynı yaşta olanlar!) ile karşılaştırılması çok önemlidir. İkinci önemli nokta, dikkatin ne zaman dağıldığıdır. Eğer çocuk sadece belli dersleri yaparken dikkati dağılıyorsa bu muhtemelen o dersle ilgili bir soruna bağlıdır, ama neredeyse bütün derslerde dikkati dağılıyor, eşyalarını kaybediyor, söylenenleri dinlemiyor gibi görünüyor, yaşına göre işlerini ve görevlerini düzenlemekte çok zorluk çekiyorsa daha yaygın bir sorunu var demektir. Dikkat sorununun nerede olduğu da çok önemlidir; eğer çocuğun evde dikkati iyi ama okulda kötüyse (veya tersi), koşulları incelemek gerekir. Süre ve şiddet önemli değişkenlerdir; kısa süreli sorunların geçici olma olasılığı daha yüksektir. Sorun şiddetli ise, çocuğun akademik başarısında, ailesi ve okulla olan ilişkilerinde veya sosyal hayatında bozulmalara yol açacaktır.
Bu noktalara dikkat edilmeden ve yeterli değerlendirme yapılmadan dikkat eksikliği tanısı konulması uygun değildir, yanlış ve gereksiz tanılara ve tedavilere yol açabilir.
Prof. Dr. Özgür Öner
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, Psikoterapist