Darbe girişiminin herkesin psikolojisini bozduğundan söz ediliyor. Yapılan girişimin vahşeti, masum insanların öldürülmesi, meclisin bombalanması, savaş uçaklarının alçaktan uçuşları, patlamalar, televizyon görüntüleri gibi yaşantılar herkesi derinden etkiledi.
Peki, bu durumdan nasıl daha az etkilenebiliriz? Çocuklarımızı nasıl koruruz? Nasıl daha çabuk “normale” döneriz?
İlk önce yaşadıklarımızın bizim ülkemiz için bile “normal” kapsamında olmadığını kabul edelim. Pek çok şiddet olayı ile beraber yaşıyoruz, ama bu olanlar genel kabullenmelerimizin ve beklentilerimizin dışında olan olaylardı. Bu nedenle, dünyaya, kendimize ve geleceğimize dair bakışımızın şu anda farklı olması çok normal. Gücün, hakkın üzerine çıkmaya çalışabileceğini bir kez daha gördük. Masum insanların ölümüne şahit olduk. Acımasız insanların aramızda yaşadığına tanıklık ettik.
Öte yandan, başka şeyler de yaşadık. Sonuç olarak, birçok vatandaş hayatını kaybetmesine karşın, darbe girişimi başarısız oldu. Basit, dışarıdan bakınca herhangi bir gücü olmayan insanların tutumu büyük bir fark yarattı. Darbe girişiminin başarısızlığının bir nedeni de, toplumun bir bütün olarak darbenin karşısında durması ve silahlı kuvvetler içerisinde önemli bir kesimin de darbeye karşı mücadele etmesiydi.
Bu durumda, aslında çıkaracağımız ve çocuklarımıza da öğreteceğimiz sonuçlar şunlar olmalı:
- Korkmak normaldir! İnsanlar bombalar patlarken, uçaklar tepelerinde uçarken korkar. Bu nedenle, böyle durumlarda “ne var korkacak” demek anlamsızdır. Daha iyisi, sizin de duygunuzu ifade etmenizdir: “ Bu sesler gerçekten korkutucu”, “Ne olduğunu bilmeyince insan tedirgin oluyor” gibi. Çocuğunuzun duygusunu kabul etmezseniz bu ona ek bir yük getirecektir.
- Korkuyla başa çıkmanın en iyi yolu durumu kontrol etmek ve bilgi sahibi olmaktır. Örneğin; korkulacak bir durum olduğu zaman bilgi almaya çalışmak, güvenliği sağlamak, abartılı yorumlara kulak asmamak kaygıyı azaltır. Çocuklar anne babalarına bakarak nasıl bir tutum alacaklarına karar verirler.
- Herkes kötü değildir. Hayatta hem kötü hem de iyi insanlar var ve birçok insan çoğu zaman iyi, bazen de kötü davranışlar gösterebilir. Bu çok önemli ve vurgulanması gereken bir sonuçtur. İnsanları tamamen kategorilere ayırmak, sadece siyah ve beyaz olarak değerlendirmek, bizi düşmanlarla çevrili olduğumuz, dünyanın da çok tehlikeli ve kötü bir yer olduğu sonucuna götürüyor. Oysa gördük ki, birçok insan kendi hayatını inandığı şeyler için tehlikeye atabiliyor ve bir araya gelebiliyor. Yani; bendensin veya ondansın diye düşünmek her zaman doğru değil. Ortak birçok nokta var. İnsanların davranışlarını tek tek değerlendirmek, değerlendirdiğimiz davranışla ilgili fikir bildirmek genel yargılara varmaktan çok daha sağlıklıdır.
- İnsanlar ve topluluklar güçlüdür. Darbe girişimi sırasında, tek tek insanların tankların karşısına yattığını gördük. Aslında bu daha önce pek çok toplumsal olayda da gördüğümüz, bireyin gücünü gösteren bir şey. Sadece birey olarak da değil, insanların bir arada olduğunda tank, top, helikopter, F 16 da olsa yılmadığını gördük. Buradan çıkaracak ve çocuklarımıza verecek önemli dersler var. Güçsüz değiliz, bir arada olduğumuz ve inandığımız zaman pek çok şeyi başarabiliriz.
- “Kötülük yapanlar” karşılığını bulur. İnsanlar ve gruplar, zaman içerisinde ne kadar kuvvetli görünürlerse görünsünler, haksızlık yaptıklarında, kötülük yaptıklarında, karşılarında biriken bir gücü yaratırlar. Ve en sonunda, insanların mücadelesi ile hak yerini bulabilir. Bu nedenle, en güçlü olduğun zaman bile adaletli olmalısın.
- İnsanların başına kötü şeyler gelebilir, ama toparlanabilirler. Önemli olan devamlı kendi kendine ne kadar şanssız olduğunu söylemek değil, elinden gelenin en iyisini yapmaktır.
Bütün bu noktaların ışığında, çocuklarımıza söyleyeceklerimiz ortaya çıkıyor. Doğru ve haklının yanında ol, diğer insanlarla yardımlaş, inandıkların ve doğru buldukların için elinden geleni yap. Dikkatli ve temkinli ol, düşün, ama iyi insanların daha çok olduğunu unutma. İnsanları tanımadan yargılama, ya hep ya hiç diye düşünme, onları siyah beyaz kategorilere koyma. Farklılıklara saygılı ol ve ortak taraflarını bulmaya çalış. Güçlü olduğun zaman bile adaletli olmaya çalış.