Son yıllarda, çocukların hareketli davranışlarının hiperaktivite olarak değerlendirilme oranı artmış durumda. Ancak her hareketli çocuğun hiperaktif olmadığını anlamak, bu süreçte hem ebeveynler hem de eğitimciler için oldukça kritik. Çocukların gelişimsel özelliklerini doğru anlamak, gereksiz tanılardan kaçınmak ve gerçek sorunlara odaklanmak için bilinçli bir yaklaşım benimsenmelidir. Çocuklarda hareketlilik, yaşa ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, hızlı sonuçlara varmadan önce uzman görüşüne başvurmak gerekir.
Okullarımızda adeta bir “hiperaktivite” salgını yaşanıyor. Daha önce sadece “yaramaz” dediğimiz çocuklar şimdi tanı alıyor. Peki, her hareketli çocuk gerçekten hiperaktif mi? Burada dikkat edilecek noktaları özetleyelim:
Hiperaktivite Gözleminde Dikkat Edilecek Hususlar
- Yaş : Her yaşın kendisine göre bir hareketlilik düzeyi vardır. Ufak çocukların daha hareketli olması normaldir. Bu nedenle, özellikle de eğer çocuğunuz okula erken gitmişse tanı konusunda çok daha dikkatli olun!
- Birden fazla ortam : Bu çok önemli bir ölçüt. Anlamı; şikayetler birden fazla ortamda (hem ev hem okul gibi) ortaya çıkmalıdır. Sadece bir ortamda görülen şikayetler genelde o ortamdaki sorunlara bağlıdır. Örneğin iyi sınır konulmayan ortamlarda aşırı hareketlilik gösteren birçok çocuk, sınırların belirli olduğu durumlarda kurallara gayet iyi uyabilir.
- Süre : Şikayetlerin süresinin en az 6 ay olması gereklidir, kısa süreli davranış sorunlarında alternatif nedenler (çocuğun hayatında olan değişiklikler gibi) göz önünde bulundurulmalıdır.
- Başlangıç yaşı : Gerçek bir hiperaktiviteden söz etmek için belirtilerin erken başlaması gerekir. 15 yaşında başlayan, daha önce hiç olmayan davranışlar hiperaktivite lehine yorumlanmamlıdır.
- Şikayetlerin sayısı: Sadece kıpır kıpır olmak hiperaktivite tanısı koydurmaz. Sırasını beklemekte güçlük, uygun olmayan yerlerde hareketli olma, çok konuşma, diğer insanların konuşmasını kesme gibi belirtileri de içeren 9 belirtiden 6 tanesinin varlığı gerekmektedir.
- Şikayetlerin şiddeti : En önemli ölçütlerden birisi bu! Hareketlilik tek başına bir sorun olarak kabul edilmemelidir. Bu davranış sonucunda çocuğun okul yaşantısında, akademik başarısında, sosyal ve arkadaş ilişkilerinde, anne babası ile olan ilişkilerinde belirgin sorunlar yaşaması gerekir. Ayrıca şikayetlerin şiddetinin belirlenebilmesi için, çocuğun yaşındaki ve sınıfındaki ortalama kız ve erkek öğrencilerin gösterdiği hareketlilik ile karşılaştırma yapabilmemiz gereklidir. Bu amaçla geliştirilmiş ölçekler kullanılmalı ve karşılaştırmalar yapılarak çocuğun yaşına göre gösterdiği hareketliliğin derecesi saptanmalıdır.
Bu durumda, iyi bir değerlendirme için gerekenler :
- Anne, baba ve öğretmenden standart ölçeklerin de kullanılmasını içerecek şekilde ayrıntılı bilgi alınması.
- Çocuğun ayrıntılı muayenesi olarak ortaya çıkmaktadır.
Doğru tanı için uzman desteği şart
Bir çocuğa hiperaktivite veya dikkat eksikliği tanısı konmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması şarttır. Sadece öğretmenin veya ebeveynin gözlemleri yeterli değildir. Çocuğun farklı ortamlardaki davranışları dikkatlice analiz edilmeli ve standart ölçeklerle desteklenmiş bilgiler toplanmalıdır. Örneğin, çocuğun sınıf ortamında mı yoksa aile içinde mi daha hareketli olduğu veya belirli olayların mı bu davranışları tetiklediği gibi detaylar değerlendirilmeli.
Alternatif nedenleri göz önünde bulundurmak
Çocukların hareketliliğini etkileyebilecek birçok alternatif neden olabilir. Örneğin:
- Uyku düzeni bozukluğu: Çocuğun yetersiz uyuması, hareketliliği ve odaklanma becerisini olumsuz etkileyebilir.
- Duygusal stres: Ailedeki değişiklikler, taşınma, kardeş doğumu gibi faktörler davranışlarda ani değişikliklere yol açabilir.
- Beslenme alışkanlıkları: Aşırı şeker tüketimi veya bazı besinlere karşı duyarlılık, çocuklarda hiperaktivite belirtilerine benzeyen davranışlar oluşturabilir.
Erken müdahalenin önemi
Tanı süreçleri dikkatlice yürütüldüğünde ve doğru bir planlama yapıldığında, çocukların gelişimleri desteklenebilir ve yanlış anlaşılmalar önlenebilir. Bu süreçte ailelerin sabırlı ve bilinçli olmaları, çocuklarının ihtiyaçlarını anlamaları çok önemlidir.
Sonuç olarak, her hareketli çocuğun hiperaktif olmadığı bilinciyle hareket etmek, çocukların potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koyabilmeleri için onlara fırsat sunar. Eğitimciler, ebeveynler ve uzmanlar arasındaki iş birliği, çocukların mutlu ve sağlıklı bir şekilde büyümelerine katkı sağlayacaktır.
Tanı koyduracak herhangi bir test yoktur! Tanı, deneyimli bir çocuk psikiyatristinin yaptığı detaylı görüşme ve muayene ile konulur.
Prof. Dr. Özgür Öner
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, Psikoterapist
Bunlar da İlginizi Çekebilir