“Biraz sonra”, “yarın yaparım”, “acelesi yok”, “daha vakit var” yanıtlarını sık sık duyan birisi misiniz?
En sonunda işler yarım kalıyor veya savsaklanarak mı yapılıyor? Veya bir işin bitmesi için mutlaka kavga çıkması mı gerekli?
Birçok insan bazı işlerini veya görevlerini zaman zaman erteler, ancak bazı insanlarda bu durum iş ve ilişkilerini olumsuz etkileyecek boyuta varır. Devamlı bahaneler bularak yapması gerekenleri erteleyen insanlarla beraber olmak gerçekten zor! İlginç şekilde devamlı erteleyen bireyler daha az sağlıklılar: daha az meyve/sebze tüketiyor ve daha az spor yapıyorlar. Faturaları ödemeyi, bir yere gitmeyi, birisini telefonla aramayı erteliyorlar. Bu davranışa İngilizce’de “procrastination” adı veriliyor. Bu yazıda sürekli erteleme “hastalığı” nı ele alıyorum.
Örnek olarak öğrencilerin çalışma şekillerini ele alalım. Birçok öğrenci düzenli çalışmak yerine son anda “yüklenir” ve sınava öyle girer. Bunun nedeni, sınavın çok uzakta olması ve sınavda başarı veya başarısızlık durumunun o anda öğrencinin davranışını etkilememesidir. Sınav zamanı yaklaştıkça sınavda başarısızlık olasılığı artar, daha yakın ve gerçek hale gelir ve ancak o zaman öğrenci bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için çalışmaya başlar. Eğer sınav sonucu iyi olmazsa bu son an çalışmaları da azalabilir.
Peki, bu durum niçin ortaya çıkıyor?
İki temel ve ilişkili sorun var. Sürekli erteleyen insanlar daha dürtüseller, yani iyi düşünmeden hareket ediyorlar. Daha çok o andaki duygularına göre, hemen iyi hissetmek için davranışlarını belirliyorlar, çabuk sıkılıyorlar. Dolayısı ile, öz kontrollerinde de sorun var. Öz kontrolü daha iyi olan bireyler, yakın zamandaki küçük sıkıntıları uzun zaman sonra olacak büyük sıkıntılara tercih ederler. Sürekli erteleyen ve öz kontrolü daha zayıf olan bireyler ise nasıl olsa büyük sıkıntı uzun zaman sonra diye düşünerek yakın zamandaki küçük sıkıntılardan kaçarlar. Görevleri zamanında yapmamak aynı zamanda kırılgan benlik saygısını da korur; eğer bazı şeyleri bitirmekten kaçarsanız gerçeklerle de daha geç yüzleşirsiniz.
Son olarak, sürekli erteleyen insanlar bir davranışı aslında önemli olduğunu düşündükleri için değil zorunda oldukları için yapıyorlar.
Öğrencilerde ertelemeyi azaltmak için yapılabilecek birçok şey var. Bunlardan birisi görevleri daha küçük parçalara bölmek, ödevlerin vs verileceği son tarihleri sıklaştırmak ve motivasyonu arttırmak için sınavın ortaya çıkardığı olumsuz beklentileri öne çekmek. Genel bir davranış örüntüsü olarak ortaya çıkan sürekli ertelemeyi halletmek ise daha zor. Burada pek çok mizaç özelliği bir arada bulunuyor.
Neyse ki, bireyde değişim için motivasyon oluştuktan/oluşturulduktan sonra, iyi bir bilişsel ve özellikle de davranışçı terapi ile düzeltilemeyecek bir sorun değil.