Biliyorsunuz hukukta böyle bir kural var. Eğer usul hatası varsa mahkeme davayı/hükmü reddeder.
Aynı prensip bilim için de geçerlidir. Bilimsel veriler değerlendirilirken önce yöntem incelenir.
Bilimsel dergilerde hakemler esas değerlendirmelerini yöntem üzerinden yaparlar. Orijinallik veya sonucun çok ilgi çekici olması veya önemli görünmesi, yöntem hatası olduğu sürece bir şey ifade etmez. Hatalı yöntem ile edinilen bilgi bazen şans eseri doğru olabilir, ancak bu istisna temel kuralı değiştirmez.
Dolayısı ile herhangi bir “uzman” bir görüş bildirdiği zaman, bu görüşü neye dayandırdığı ve bu bilgiyi hangi yöntemle edindiği hayati önem taşır.
Hikmeti kendinden menkul görüşler ne kadar sansasyonel olurlarsa olsunlar bilimsel bir değer taşımazlar. “Ben böyle düşünüyorum” demek yetmez.
Bazı kitapların yazarlarının kaliteli, hakemler tarafından gözden geçirilen bilimsel dergilerde yayınlanmış birçok makalesi vardır. Bazı kitap yazarlarının ise sadece kitapları vardır. Bunların fikirleri bilimsel bir gözden geçirme süzgecinden geçirilmemiştir. Çıkaracağımız sonuç, her türlü bilimsellik iddiasında olan ifadenin mutlaka öncelikle yöntem açısından incelenmesi gerektiğidir.
Usul ve esas sorunu, insan ilişkilerinde de çok önemlidir. Haklı olduğunuzu düşünmeniz karşınızdaki ile ilişki kurarken usul hatası yapabileceğiniz, yani kaba olabileceğiniz, bağırabileceğiniz anlamına gelmez. Benim terapi yaptığım birçok çift bu sorunu yaşıyorlar. Birbirleri ile kurdukları ilişki kendilerinin çok haklı olduğu inancı ile üslup açısından dejenere oluyor.
Unutmayın! Usul esastan önce gelir. Önce yolu, yöntemi değerlendirin.
Prof. Dr. Özgür Öner
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi, Psikoterapist