Normal Uyku Gelişimi:
Uyku bebeklikten ergenliğe kadar önemli değişiklikler gösterir. 6 aya kadar bebeklerin çoğu gece 11-12 saat ve gündüz 2-3 kerede 3 saat olmak üzere toplam 12-16 saat uyurlar. Uyku 2-5 yaş arasında gitgide sadece geceye ilerler, gündüz uykusu günde bir kere ve öğleden sonraya kayar. Genelde 5 yaşın sonunda gündüz uykuları azalır veya kaybolur, gece 10-11 saat kadar kesintisiz uyku görülür. Ergenliğin başında gece uyku süresi 9-10 saate iner. Uyku alışkanlıkları genelde süreklilik gösterir, yani bebekliğinde az uyuyanlar ergenlikte de az uyur.
Uyku REM ve non-REM olarak iki ana dönemden oluşur. Non-REM uykuda dört evreye ayrılır. Evre 3 ve 4 daha derin uykudur. REM uykusunda rüya görülür. Uykunun evreleri bebeklikten ergenliğe büyük değişiklikler gösterir.
Uyku Hijyeni:
İyi bir uyku için günlük egzersiz yapmak, alkol, nikotin ve kafeinden uzak durmak, yatmadan önce hafif birşeyler atıştırmak, yatağa uyku için gitmek, uyunulan ortamın sessiz ve karanlık olması gibi genel düzenlemelere uyku hijyeni adı verilir.
Çocuklardaki uyku sorunları az uyuma, çok uyuma, uyku ritmindeki bozukluklar ve uykuda yaşanan sorunlar olarak ele alınabilir. Uyku sorunları birincil (yani ana sorun) veya diğer sorunlara bağlı olarak (kaygı, depresyon vs) ortaya çıkabilir. Her zaman aynı şekilde görülmese de genelde kaygı sorunu olanlar uykuya geçerken zorlanır, depresyonu olanlar ise erken uyanır. Atipik depresif belirtileri olan bireylerde aşırı uyuma da görülebilir.
Uykusuz Çocuk:
Normalde iyi uyuyan bir çocukta gelişim sırasında uyku geçici olarak bozulabilir (örneğin diş çıkarırken, emeklerken, 2-3 yaşındaki otonomi sırasında gibi). Çocuklardaki uykusuzluk yetişkinlerden farklı olarak anne ve baba üzerinden tedavi edilir. Çocuklardaki uykusuzluğun en sık görülen nedenleri gece uyanma, uykuya dalarken kullanılan yöntemlerin gece uyanınca aranması, erken uyanma, gece yeme/içme, aşırı uyarılma, ayrılma kaygısı, gece korkuları, televizyon/bilgisayar ve anne babanın sınır koymada yaşadığı sorunlardır. Bunun dışında çeşitli bozukluklarda da uykusuzluk görülür.
Kendiliğinden uykuya geçemeyen çocuklarda dışarıdan devamlı sallama, emzirme, televizyon seyrettirme gibi davranışlar anne baba tarafından uygulandığı zaman gece sık uyanma sorunu ile karşı karşıya kalınır. Aslında bütün küçük çocuklar geceleri uyanır ancak bazıları kendi kendine uykuya geçerken diğerleri anne baba gelene kadar ağlar veya bağırır. Çocuk uyuyamadığı zaman anne babanın ilgisini çekebildiğini öğrenmiştir. Birçok anne baba bebeğin gece çıkardığı her sese tepki vererek bu durumu hazırlar.
Bu durumu düzeltmek için ilk adım iyi bir uyku ortamı yaratılması ve çocuğun uykuya geçme ile ilişkilendirdiği davranışların değiştirilmesidir. Çocuk yatağa uykuya dalmak üzere ama henüz uyumamışken götürülür. 3 aylık bebekler bütün gece uyuyabilir, bu nedenle bebekleri yatağa tam uyumadan ama uyumak üzereyken koymaya 2-4 ay arasında başlamak uygundur. Çocuğun gece ve gündüz yatış saatleri düzenli olmalıdır. Çocuğun uyurken yanında olan ve uyanınca yanında bulabileceği yumuşak oyuncaklar çok yardımcı olabilir. İlk 5-6 ayda bu amaçla emzik de kullanılabilir ama daha sonra tavsiye edilmez. Ayrıca daha büyük çocuklarda olumlu davranışlar pekiştirilir.
Bir kere bu yatma alışkanlığı geliştirildikten sonra anne baba çocukla ilgilenmeyi keser. Bu genelde çocuğun yoğun tepkisine neden olur ama bu tepkiler genelde birkaç gün içerisinde azalır. Bu yöntemdeki esas sıkıntı bazı anne babaların suçluluk hissederek davranışı sürdürememesi ve olumsuz davranışı pekiştirmesidir. Bebek ve çocukların bu şekilde ağlaması onlara psikolojik olarak zarar vermez. Ferber tarafından önerilen yöntemde ise anne baba ilgilenmeyi hemen kesmez (sözel olarak çocuğu yatıştırır, temas etmez) ama dereceli olarak azaltır. Yavaş yavaş anne babanın çocuğu kontrol etme aralığı uzatılır. Aynı yöntem biberonla besleme veya emzirme için da yavaş yavaş azaltarak uygulanabilir. Bu yöntem daha esnektir ama daha uzun sürer; işe yaraması için tutarlı bir şekilde ve daha uzun süre uygulanması gerekir. Arada çocukta tekrar ağlama olabilir, ancak bununla ilgilenilmezse bir süre sonra tamamen geçer. Genelde gece yatarken öğrenilen davranış gece uyanmaları ve gündüz uykuları sırasında da devam eder.
Çocuklarıyla aynı yatakta yatan anne babalar yatağı hemen ayırabilecekleri gibi bebeği önce odada ayrı bir beşiğe alıp sonra yavaş yavaş odada uzaklaştırdıktan sonra başka bir odaya geçirerek yavaş bir şekilde de yapabilirler.
Gece uyanıp emen veya biberon emen bebeklerde 6 aylıktan sonra bir iki hafta içinde yavaş yavaş emzirme veya beslemeler arasındaki süreyi uzatmak ve/veya verilen miktarı dereceli olarak azaltmak gerekir. Birden kesme önerilmez.
Daha büyük çocuklardaki uyku sorunları anne baba tutumlarına bağlıdır.
Çocuklardaki uykusuzlukta ilaç kullanmak yerinde değildir. Anne babanın tutumlarının ele alınması ev davranışa neden olan etkenlerin yok edilip yerlerine yeni davranış şekillerinin yerleştirilmesi gereklidir.
KAYNAK:
Moorcroft WM. Sleepless Child. Sleep: A Comprehensive Handbook, Edited by T. Lee-Chiong. John Wiley & Sons, Inc.2006.
Çok Uyuyan Çocuk:
Çocuklar normalde önceden alıştıkları saatler dışında çok aktiftirler ve güç içerisinde uykululuk göstermezler. Gün içersinde uykulu olmanın ana nedenleri uyku kalite veya süresinde azlık, uyku apnesi (OSAS), narkolepsi, uyku saatlerinin ileri veya geri kayması, düzensiz uyuma, jet lag, ilaç kullanımı (antidepresanlar, uyarıcı ilaçlar, epilepsi ilaçları vs) ve nörolojik sorunlar olabilir. Gündüz uykulu olan çocuklar aynı zamanda öfkeli olma ve yavaş tepki verme/zor öğrenme eğilimindedir. Çok uyumayı değerlendirirken ilk adım 2 haftalık bir uyku günlüğü tutmak ve uyku alışkanlıklarını öğrenmektir. Uyku apnesi olan yani uykuda nefesi kesilen çocukların hepsinde horlama görülür. Tedavi, nedene göre belirlenir.
KAYNAK:
Rosen G. Sleepy Child. Sleep: A Comprehensive Handbook, Edited by T. Lee-Chiong. John Wiley & Sons, Inc.2006.
Uyku Ritm Bozuklukları:
Bu bozukluklar uyuma ve uyanma saatlerindeki farklılıkları ve sorunları içerir. Uyku ritm faktörleri içsel ve dışsal olarak ele alınabilir. Gündüz maruz kalınan gün ışığı, gece yatma zamanından sonra maruz kalınan ışık miktarı (TV ve bilgisayar ekranları da dahil olmak üzere 40 lüksten fazla ışığa maruz kalma), yatma/kalkma düzeni önemli faktörlerdir.
Gecikmiş Uyku Fazı Bozukluğu olan çocuk ve ergenler çok geç saatlere kadar uyuyamazlar ve sabah uyanmakta büyük zorluk çekerler. Hafta sonu ve tatillerde ise çok fazla uyurlar. Birçok çocukta bu durum bir süre geç saatlere kadar ders çalıştıktan veya yaz tatillerinden sonra ortaya çıkar. Hem aile ile hem de okulda ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumun düzeltilmesi için hafta içi ve sonu aynı saatte kalkmak, gündüz ışığa maruz kalma ve egzersiz, gece ise daha az ışığa maruz kalma yöntemlerini uygulamak gereklidir. Çocuğun odasının doğuya bakması ve perdelerinin kapalı olmaması önerilir. Uyumak istenilen zamandan 1 saat önce 1-3 mg melatonin kullanılabilir.
İlerlemiş Uyku Fazı Bozukluğu olanlarda ise erken uyuma ve istenilenden erken saatte uyanma görülür. Bu çocuklarda gündüz okul performansı etkilenmez. Daha nadir görülen bir durumdur, tedavisinde yukarıda bahsedilen prensiplerin tersi kullanılır
KAYNAK:
Herman CH. Circadian rythm disorders in infants, children and adolescents. Sleep: A Comprehensive Handbook, Edited by T. Lee-Chiong. John Wiley & Sons, Inc.2006.
Uykuda Görülen Anormal Davranışlar:
Uykuda Yürüme (Uyurgezerlik, Somnanbulizm): Uykunun genelde ilk 3 saati içerisinde ortaya çıkan, kişinin uykudan tam olarak uyanamadığı bir durumdur. Kişi yatağından kalkar, yarı uyanık ve gözleri açık (ancak boş bir bakış ile) dolaşır, bazen yemek hazırlamak gibi karmaşık hareketler de yapar. Sabah olayı hatırlamaz. Çocuklarda en sık 4-6 yaşları arasında görülür. Ergenliğe doğru sıklığı ve şiddeti azalır, çoğu zaman herhangi bir tedaviye gerek kalmadan düzelir. Eğer gecenin her saatinde ortaya çıkıyor veya atipik özellikler görülüyor ise uyku EEG’si önerilir.
Tedavi olarak yapılması gerekenler arasında ailenin rahatlatılması, güvenlik önlemlerinin alınması, uykunun düzenli olması, uykusuz kalmama, uykudan önceki son bir saat içerisinde çok hareketli oyunlardan uzak durma, bunların yerine kitap okuma gibi sakin aktiviteler yapmak yer alır. Eğer çocuk gece horluyorsa ve bademcikleri büyükse tonsillektomi operasyonundan fayda görülebilir.
KAYNAK:
Cartright RD. Sleepwalking. Sleep: A Comprehensive Handbook, Edited by T. Lee-Chiong. John Wiley & Sons, Inc.2006.
Gece Terörü: Gece terörü de uyurgezerlik gibi derin uykudan daha hafif uykuya geçerken uykunun ilk dönemlerinde ortaya çıkan bir sorundur. Çocuk aniden korkulu bir şekilde uyanır, yatakta oturur veya kalkar, bembeyaz ve terli bir suratla, kalbi hızla çarparak etrafındakileri tanımadan bağırmaya başlar. Genelde gecede bir kere olur ama bazen aynı gecede daha fazla da görülebilir. Anne babayı çok korkutan bu durumda anne baba çocuğu avutamaz. Ateşli hastalıklarda, yorgunlukta, uyku düzeninin değiştiği durumlarda artar. Uyurgezerlikte olduğu gibi çocuk sabah uyanınca gece olanları hatırlamaz. Okul öncesi çocuklarda daha sık görülür ve kendiliğinden geçer. Tedavi amaçlı olarak uyurgezerliktekine benzer yöntemler uygulanır.
Kabuslar: Kabuslar uykunun derin bölümünde değil REM kısmında olur ve korkulu içerik kişinin REM uykusundan uyanmasına yol açar. Birçok ilaçla ortaya çıkabilir ve psikiyatrik sorunları olanlarda daha sık görülebilir.
Gece Diş Gıcırdatma / Sıkma (Bruksizm): Bruksizm hem gece hem de gündüz görülebilir. Uyuyan kişi farkında değildir ancak daha sonra çene ağrısını hisseder. Diş gıcırdatma sesi yataktaki veya odadaki diğer insanlar tarafından fark edilir. Çene ekleminde ve dişlerde sorunlara yol açabilir. Bruksizm kendi başına bir durum olabildiği gibi, Parkinson, tik bozuklukları gibi hastalıklara, depresyon ve kaygıya, sigara ve alkol tüketimine, ilaçlara (bazı antidepresanlar, antipsikotikler) ve kokain/amfetamin gibi maddelere bağlı olabilir. Bruksizm olgularında uykuda sıçrama tarzı hareketler de daha sık görülür. Çocuklarda yetişkinlerden daha sık rastlanan bir sorundur. Bruksizm olanlarda uykunun kalitesinde veya süresinde değişiklik olması gerekmez. Tedavisi ortodontik, davranışsal ve ilaçlarla yapılabilir. Dişlerde zarar olan olgularda ortodontik tedaviler gereklidir. İlaç tedavisi olarak uykudan önce klonazepam, propranolol, klonidin, trisiklik antidepresanların kullanımına dair çalışmalar mevcuttur.
KAYNAK:
Bader G. Sleep Bruxism. Sleep: A Comprehensive Handbook, Edited by T. Lee-Chiong. John Wiley & Sons, Inc.2006.
Uyku İlaçları: Uyku sorunları için kullanılabilecek çeşitli ilaçlar bulunmaktadır, ancak profesyonel bir yardım almadan, sorunun nedeni anlaşılmadan ve davranışçı yöntemler denenmeden uyku ilaçları kesinlikle kullanılmamalıdır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir