Yanlış Yorumlar / Olumsuz Düşünceler / Olumsuz Duygular
Bilişsel davranışçı terapide amaç kişinin derinde yatan inançlarını değiştirmektir.
Bilişsel modele göre olaylar otomatik düşüncelere, otomatik düşünceler de duygusal, davranışsal ve fizyolojik tepkilere neden olur. Yani “Başaramayacağım” diye düşünürsek kendimizi kaygılı hissederiz, “Her şey kontrolümde” diye düşünürsek ise rahatlarız. Otomatik düşünceler yargılama ile ortaya çıkmaz, birden ve biz hemen hemen farkında olmadan oluşurlar. Çoğu zaman otomatik düşünceyi değil ama bunun sonucu olan duyguyu fark ederiz.
Peki, otomatik düşüncelerin kaynağı nedir? İnançlar. Çocukluktan başlayarak herkes kendisi, diğer insanlar ve dünya ile ilgili inançlar geliştirir. Ana inançlar o kadar köklüdür ki bunları sorgulamayız bile. Ana inançlar genelleme yapar ve katıdırlar. Ana inançlarla otomatik düşünceler arasında ise ara inançlar yer alır. Ara inançlar kuralları, tutumları ve kabullenmeleri içerir.
Tutum: “Başarısızlık çok kötü bir şeydir”
Kural: “Eğer bir iş zor görünüyorsa yapma”
Kabullenme: “Deneyip başarısız olacağıma hiç denemem daha iyi”
Bilişsel/davranışçı terapide amaç kişinin derinde yatan inançlarını değiştirmektir. Bu değişim, daha uzun süreli ve kalıcı etkilere neden olur. Depresyonun bilişsel tedavisinde önemli bileşenler hastaların sorunlarını çözmelerine yardım etme, davranışsal aktivasyonu sağlamak, kendileri, gelecek ve dünya ile ilgili olumsuz düşüncelerini fark etmelerini, değerlendirmelerini ve değiştirmelerini sağlamaktır. Kaygı bozukluklarındaki tedavi odağı ise korkulan durumlardaki riskin daha iyi değerlendirilmesi, içsel ve dışsal güç kaynaklarının değerlendirilmesi ve geliştirilmesidir. Ayrıca mutlaka korkulan olumsuz beklentilerin gerçekçi değerlendirilmesinin sağlanması için kaçınmanın engellenmesi ve yüzleşmenin sağlanması gereklidir.
Bilişsel davranışçı terapi temel prensipleri şu şekilde özetlenebilir:
- Bilişsel davranışçı terapinin temeli hastanın sorunlarının devamlı olarak tekrar değerlendirilmesine ve her hastanın tek tek bilişsel incelemesine dayanır.
- Terapi için kuvvetli bir terapötik işbirliği gerekir.
- Bilişsel davranışçı terapide hastanın işbirliği ve aktif katılımı gereklidir.
- Bilişsel davranışçı terapi amaca yönelik ve sorun odaklıdır.
- Bilişsel davranışçı terapi başlangıçta şu ana odaklanır.
- Bilişsel davranışçı terapi eğitim içerir, hastaya kendi terapisti olmayı ve nüksü engellemeyi öğretir.
- Bilişsel davranışçı terapi süresi kısıtlıdır, belli bir seans sayısında bitirilmesi hedeflenir.
- Seanslar yapılandırılmıştır.
- Hastaya disfonksiyonel düşünce ve inançlarını tanımayı, değerlendirmeyi ve bunlara yanıt geliştirmeyi öğretir.
- Davranış, düşünce ve duyguların değişmesi için çeşitli teknikler kullanılır.
Terapinin esasını aşağıdakiler oluşturur :
- Terapötik ilişki geliştirme
- Tedaviyi planlamak ve seansları yapılandırma
- Disfonksiyonel inançları tanımlama ve bunlara yanıtlar oluşturma
- Olumluları öne çıkarma
- Seanslar arasında bilişsel ve davranışsal değişiklikleri kolaylaştırmak (ev ödevleri)
Kanıta Dayalı Tedavi
Bilişsel davranışçı terapinin en önemli özelliklerinden birisi kanıta dayalı bir tedavi olmasıdır. Yüzlerce çalışmada sadece depresyon ve anksiyete bozuklukları değil, obeziteden şizofreniye, aile ve eş terapisinden uyku ve yeme sorunlarına kadar çok çeşitli bozukluklarda etkinliği gösterilmiştir. Bu, birçok psikoterapi yöntemi için (ne yazık ki) ortaya rahatlıkla konamayacak bir durumdur. Bu nedenle bilişsel davranışçı terapi bir çok ülkede sigortalar tarafından karşılanmaktadır.
Kaynak: J. Beck. Cognitive Behavioral Therapy: Basics and Beyond.
Bunlar da İlginizi Çekebilir